Filename | İslamda Boşanma, Islamda Boşanma Sebepleri |
Permission | rw-r--r-- |
Author | Süleyman Akyıldız |
Date and Time | Kasım 16, 2009 |
Label | |
Action |
Hepinizi öncelikle Yüce Allah(c.c)'ın selamıyla selamlıyorum.
Bu yazımızda " islamda boşanma, islamda boşanma sebepleri, islamda boşanmak, islamda boşanma nedenleri, islamda boşanmanın yeri, islamda boşanmak nasıl olur " gibi konulardan bahsedeceğiz...
İslâm hukûkunda boşanma, evlilik hayâtının devamına imkân kalmadığı zaman başvurulacak son çâredir. Karı-kocanın, içine düştükleri sıkıntılardan kurtulmaları için bir çıkış yolu olarak meşrû kılınmıştır. Yoksa, sebepsiz yere boşanmak haramdır. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de:
"Kadınlar size itâat ederlerse, aleyhlerinde bir yol aramayın!" (188) buyurulur.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de:
"Evleniniz, fakat boşanmayınız!. Zîrâ Allâh, zevkine düşkün erkek ve kadınları sevmez..." (189) buyururlar.
Diğer bir hadîs-i şerîfde:
"Sırf zevk için sık sık kadın değiştiren erkeklerle, sık sık koca değiştiren kadınlara Allâh lânet etsin!.." (190) buyrularak, boşanmayı âdet hâline getiren eşler, şiddetle îkâz olunmaktadır.
İslâm Dîni, boşanmayı, yapılması istenmeyen bir helâl olarak görmektedir. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:
"Boşanmak, Allâh katında mübah olan şeylerin en sevimsizidir." (191) buyurur.
Yine bir hadîs-i şerîfde:
"Evleniniz, fakat kurduğunuz bu âile yuvasını talâkla (boşanmakla) yıkmayınız!. Talâk var ya, onun fenâlığından arş-ı ilâhî titrer." (192) buyurulur.
Basit sebeplerden boşanmayı isteyen kadınlar hakkında da hadîs-i şerîfde şöyle buyurulur:
"Herhangi bir kadın, mühim bir geçimsizlik olmadan kocasından kendisini boşamasını isterse, ona cennetin kokusu dahi haramdır." (193)
Âile reisinin dikkat edeceği önemli bir husus da, başkalarının, kendi hanımı hakkında söylediklerine hemen inanıp hüküm vermemesidir. Zîrâ bu gibi sözler, arayı açmak için yapılmış bir iftirâ da olabilir. Nitekim Hz. Âişe (r. anha) vâlidemiz hakkında da böyle bir iftirâ (ifk hâdisesi) tahakkuk etmişti. Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk en-Nûr Sûresi’nin 12. ve 15. âyet-i kerîmelerinde şöyle buyurmuştur:
"Bu iftirâyı işittiğinizde kadın ve erkek mü’minlerin, kendi vicdanları ile hüsn-i zanda bulunup da: demeleri gerekmez miydi?"
"Siz bu iftirâyı dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sâhibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allâh katında çok büyük (bir suç) tur."
Âyet-i kerîmelerden açıkça anlaşıldığı gibi, bir kimse hakkında kesinlik kazanmadan söylenen dedikodularla hüküm vermemek ve meselenin tahkîkâtını iyi yapmak ve meseleye hüsn-i zanla bakmak gerekmektedir. Aksi takdirde Allâh Teâlâ katında büyük bir suç işlenmiş olur.
Görülüyor ki, İslâm Dîni’nde iki eşin arasını bozmaya çalışmak, en büyük günâhlardandır.
Eşlerin arasını bozmanın ve karı ile kocanın arasına girip bozgunluk çıkarmanın çok kötü bir fiil olduğu hadîs-i şerîfde şöyle açıklanıyor:
"Kim bir kadını kocasının aleyhine kışkırtırsa, bizden değildir." (194)
0 yorum:
Yorum Gönder