dislanze
v10
today : | at : dislanze | safemode : ON
> / home / facebook / twitter / exit /
name author perms com modified label

Bir Terörist Saldırısı Sonrasında TSSB Süleyman Akyıldız rwxr-xr-x 0 Ağustos 24, 2016

Filename Bir Terörist Saldırısı Sonrasında TSSB
Permission rw-r--r--
Author Süleyman Akyıldız
Date and Time Ağustos 24, 2016
Label
Action
Ülkemiz terör konusunda her daim yoğun bir gündem yaşıyor ve bu yoğun süreci yaşamaya devam ediyoruz.
Son olarak Gaziantep'teki patlama ile beraber size oradaki insanların patlama sonrası yaşadıklarını birazdan paylaşacaklarım ile hissettirmek istiyorum.

Eşsizoğlu ve diğerlerinin 2008 yılına ait Bir Terörist Saldırı Sonrasında Travma Sonrası Stres Bozukluğu Gelişimini Etkileyen Risk Faktörleri isimli çalışmaları...

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) felaketlerden sonra en sık görülen psikolojik bozukluklardan birisidir. Birçok çalışma terörist saldırılara doğrudan tanık olmuş kişilerde TSSB'nin yüksek oranda görüldüğünü bildirmektedir.

3 Ocak 2008 günü Diyarbakır'ın işlek bir caddesinde otomobil içerisine konulan patlayıcılarla terörist bir saldırı gerçekleşmiştir. Çalışmanın amacı ise bu patlamaya görsel ya da işitsel olarak tanık olan kişilerde patlamanın 1 ve 3 ay sonrasında TSSB oranlarını ve TSSB gelişimi açısından risk faktörlerini saptamak.

Çalışmaya,   patlamanın   meydana   geldiği   caddeye komşuluğu  (cephesi)  olan  toplam  7  apartmanda yaşayanlar  ve  işyerlerinde  çalışanlar  arasından  patlamaya  görsel  ya  da  işitsel  olarak  tanık  olan  16 yaş  ve  üzerindeki  onayları  alınmış tüm kişiler dahil edilmiş.

Patlamadan sonraki 1. ayda çalışmaya katılanların;

%50’si (108) kadın, %50’si (108) erkek. Ortalama yaşları 33.68±11.45 (16-70 yaş aralığında) ve ortalama aylık gelirleri 1773.75±1626.17 TL. %59.3’ü (128) evli, %32.9’u (71) üniversite mezunu, hiçbiri yalnız yaşamıyor ve %71.3’ü (154) halen çalışmaktalar.
 
Patlamanın ardından 1. ay sonunda değerlendirilen 216 kişiden 27’si (%12.5) Travmatik Stres Belirti Ölçeği’ne göre TSSB tanısı almıştır. TSSB gelişen ve gelişmeyen iki grup karşılaştırıldığında, TSSB gelişenlerde psikiyatrik bozukluk öyküsünün anlamlı derecede yüksek olduğu saptandı.
 
Bu 216 katılımcıdan %19.4’ü (42) patlamanın gözlerinin önünde olduğunu, %80.6’sı (174) gürültüyü ve sarsıntıyı hissettiklerini, %58.3’ü (126) ölü ve yaralılarla karşılaştığını, %8.3’ü (18) fiziksel olarak yaralandığını (bu yaralanmaların tümü hafif düzeyde yaralanmalar ve yatırılarak tedaviyi gerektirmemiş) bildirmiş. TSSB gelişenlerde gelişmeyenlere göre, patlamaya görsel olarak tanıklık etmiş olma, ölü ve yaralılarla karşılaşmış olma, patlama nedeniyle fiziksel yaralanmaya uğramış olma, bir yakın ya da tanıdığının ölmesi ve yaralanmış olması oranlarının anlamlı düzeyde yüksek olduğu belirlenmiştir.
 
Patlamadan sonraki 3. ayda çalışmaya katılanların;
 
146 kişiden 14’ü (%9.6) Travmatik Stres Belirti Ölçeği’ne göre muhtemel TSSB tanısı almıştır. TSSB gelişen ve gelişmeyen iki grup karşılaştırıldığında, TSSB gelişenlerde psikiyatrik bozukluk öyküsünün anlamlı derecede yüksek olduğu saptandı.
 
Patlamadan sonraki 3. ayda, TSSB gelişenler ve gelişmeyenler karşılaştırıldığında, TSSB gelişenlerde bir yakın ya da tanıdığının yaralanmış olması oranının anlamlı düzeyde yüksek olduğu belirlendi.
 
1. ay analizlerinde anlamlı fark saptanan psikiyatrik bozukluk öyküsü, patlamaya yakınlık, ölü ve yaralılarla karşılaşma, ev/işyerinde fiziksel hasar, fiziksel yaralanma, yakın/tanıdık ölümü, yakın/tanıdık yaralanması değişkenleri hem 1. ay sonu hem de 3. ay sonu TSSB gelişimini etkileyen risk faktörlerini saptamak amacıyla lojistik regresyon analizine sokulmuştur. Böylece 1. ay sonunda psikiyatrik bozukluk öyküsüne sahip olmanın ve patlama sırasında fiziksel yaralanmaya uğramanın, 3. ay sonunda ise psikiyatrik bozukluk öyküsüne sahip olmanın TSSB gelişimi açısından risk faktörü olduğu saptanmıştır. Ancak 1. ayda muhtemel TSSB varlığı 3. aydaki TSSB gelişimi açısından bir değişken olarak değerlendirmeye alındığında, psikiyatrik bozukluk öyküsüne sahip olmanın 3. ay sonunda TSSB gelişimi açısından risk faktörü olmadığı belirlenmiştir. 1. ayda muhtemel TSSB varlığının ise 3. ay sonunda TSSB gelişimi açısından risk faktörü olduğu saptanmıştır. Diğer değişkenler açısından anlamlılık düzeylerinde değişiklik olmamıştır.
 
Travmatik Stres Belirti Ölçeği’nde katılımcıların ilk 17 maddeden aldıkları toplam puan kullanılarak, 1. ve 3. ay için aynı bağımsız değişkenlerle yapılan lineer regresyon analizinde 1. ay sonunda psikiyatrik bozukluk öyküsüne sahip olmanın ve patlama sırasında fiziksel yaralanmaya uğramanın Travmatik Stres Belirti Ölçeği toplam puanı üzerinde anlamlı derecede etkili olduğu ancak patlamaya yakınlık, ölü ve yaralılarla karşılaşma, yakın/tanıdık ölümü, ev/işyerinde fiziksel hasar ve yakın/tanıdık yaralanmasının ise anlamlılık yaratmadığı saptanmıştır. 3. ay sonunda ise psikiyatrik bozukluk öyküsüne sahip olmanın Travmatik Stres Belirti Ölçeği toplam puanı üzerine anlamlı derecede etkili olduğu, patlamaya yakınlık, ölü ve yaralılarla karşılaşma, yakın/tanıdık ölümü ve yakın/tanıdık yaralanmasının ise anlamlılık yaratmadığı belirlenmiştir. Lojistik regresyon analizinde yapıldığı gibi lineer regresyon analizinde, 1. ayda muhtemel TSSB varlığı 3. aydaki TSSB gelişimi açısından bir değişken olarak değerlendirmeye alındığında psikiyatrik bozukluk öyküsüne sahip olmanın 3. ay sonunda Travmatik Stres Belirti Ölçeği toplam puanı üzerinde etkili olmadığı görülmüştür. 1. ayda muhtemel TSSB varlığının ise 3. ay sonunda Travmatik Stres Belirti Ölçeği toplam puanı üzerinde anlamlı derecede etkili olduğu saptanmıştır.
 
Bu çalışma, daha önceki yıllarda yaşanmış olmasına rağmen bombalı terörist bir saldırı sonrasında Türkiye’de yapılmış ilk çalışmadır. Ülkemiz kendine özgü koşulları nedeniyle bu tür saldırıların tekrar yaşanabilmesi açısından risk altındadır. Çalışmamızın sonuçları terörist saldırılara maruz kalanlarda yüksek oranda TSSB görüldüğüne dair bilgileri destekler niteliktedir. Risk altındaki bireylerin travmatik olay öncesi hangi özelliklere sahip olduklarının belirlenmesi koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinin sunumunu planlarken yararlı olacaktır. Aynı zamanda bu tür saldırıların psikolojik sonuçlarını ortaya koyacak daha geniş örneklemlerin bulunduğu ve daha uzun vadeli çalışmalara ihtiyaç vardır.

0 yorum:

Yorum Gönder